Soma’daki korkunç iş cinayetine kurban giden emekçilerin ailelerine başsağlığı diliyor ve bu felaketin yarattığı kederi ve öfkeyi paylaşıyoruz. Bu yüzden, yaşanan süreçle ilgili önemli kaygı ve düşüncelerimizi de kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
Olayın meydana geldiği andan beri yaşananların çok vahim ve tehlikeli bir yönü var. Sorumlular soruşturulmuyor, ölenlerin yakınları aleni baskı görüyor, itiraz eden sesler polis zoruyla susturuluyor. Kamuoyunu rahatlatmak için bile olsa kimse istifa etmiyor, tutuklanmıyor. Hatta ülke dışından yardım teklifleri reddedilerek kurtarma operasyonu kapalı devre yürütülüyor. Çünkü dışarıdan gelecek uzmanlar ihmali, rüşveti, her türlü tezgahı ortaya çıkarabilir. Hükümet bu tavrıyla ülke içinde işverenlere korkunç bir mesaj verdi: “Devlet, hukuk, medya sınır tanımamacasına işverenden yana. Can tehlikesi olan sektörlerde ne hesap sorulabilir, ne de gerçek anlamda sendikalaşma gerçekleştirilebilir. Güvenlik maliyetlerini daha da düşürebilirsiniz. Soma’da yaptıklarımızla bunun garantisini veriyoruz.” Bu, yine önlem alınmadığında çok can kaybı yaşanan ve artık ülkemizde ekonominin ana faktörü haline getirilmiş olan inşaat sektörüne ve diğer sektörlere de doğrudan verilmiş bir mesajdır. Bu anlayış sonucu sadece 2013 yılında en az 1535 işçi yaşamını yitirdi.  Öte yandan, dünya medyasında geniş yer bulan Soma’yla ilgili haberler, rüşvet skandalları konusundaki haberlerle birleşince Türkiye dünyaya da şu mesajı vermiş oluyor: “Güvenlik maliyetleri ihmal edildiğinde yüksek kar elde edilecek sektörleri Türkiye’ye davet ediyoruz. Gelin, komisyon karşılığı biz sizi koruruz. Kitlesel katliam da yapsanız tutuklanmazsınız, ceza görmezsiniz.”
Bu iki mesajın ülkemiz için çok önemli tehlikeleri var. İnsan hayatını ve çevre sağlığını hiçe sayarak ekonomiyi yürütmenin nasıl felaketlere yol açabileceğini bir kez daha gördük. Hükümetin tavrı önümüzdeki dönemde işçi ölümlerinin çok daha fazla artması, tehlikeli sektörlerdeki sendikaların daha da dağıtılması ve evcilleştirilmesi anlamına gelecektir. İşçi olmayanlar lütfen derin bir nefes almasın, işin içinde sadece maden yok, havayolları, barajlar, şehir içi ve dışı raylı ulaşım sistemleri, gıda sektörü ve planlanan nükleer santraller vs. de var. Çürüme bünyenin tamamına yayılmış durumda, şimdi çok daha hızlı yayılacak. Bütün yurttaşlarımızı bu tehlikeye karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.
ÇEVİRMENLER MESLEK BİRLİĞİ