Bilindiği üzere çeviride intihal, yayın dünyasında sık sık gündeme getirilen, bir o kadar da kafa karışıklığına yol açan bir konu. Çeviri eserlerde intihal FSEK kapsamında düpedüz “hırsızlık” anlamına geldiği için bu konuda herhangi bir suçlama yöneltmeden önce doğru yöntemleri izlemek, her şeyden önce kamusal alanda ifşaattan kaçınmak etik bakımdan bizce son derece önemli. İntihali tespit etmek, gerekçelendirmek, ayrıntılı bir değerlendirme raporu sunmak için öncelikle çevirmenlik/editörlük deneyimine, iyi düzeyde kaynak dil bilgisine ve usulüne uygun inceleme/karşılaştırma yöntemlerinin tarafsızlıkla uygulanmasına ihtiyaç var. Fakat zaman zaman kamuya yansıtılan kimi örneklerde ayrıntılı incelemelerin temel alınmadığına, sadece Türkçe çevirilerin karşılaştırılıp bazı benzerliklere bakılarak “intihal” etiketi yapıştırıldığına tanık olabiliyoruz.

ÇEVBİR olarak 2008’den beri gerek üyelerimizden gerek yayınevlerinden gelen intihal tespit başvurularını inceleyip raporlar hazırlıyoruz. Bugüne kadar bu alanda belli bir deneyim biriktiğini, bir yöntem oluşturulduğunu söylemek mümkün. Bu deneyimin önümüzdeki dönemlerde intihal raporlarının hazırlanmasında gönüllü olmak isteyen ÇEVBİR üyeleriyle paylaşılması için üç oturumluk bir İntihal Atölyesi planladık.

2 Aralık ve 9 Aralık 2023 tarihlerinde gerçekleştirilen ilk iki oturumda, farklı eserlerden seçilen örnekler üzerinden, intihal tespit ve gerekçelendirme yöntemleri ile analiz/rapor yazma teknikleri konusunda pratik çalışmalar yaptık. Ortak çalışmamız sonucunda, bugüne kadar kullandığımız yöntemlerin daha da geliştirilmesini sağlayacak pratik öneriler ortaya çıktı. Atölyenin 23 Aralık tarihli son oturumunda, intihal tespitinde isabetliliği artırmak için daha kolektif bir çalışma yordamını temel alan bu önerileri somut bir vaka incelemesiyle pratiğe geçirdik.

Çalışmada üzerinde durduğumuz önemli konulardan biri, “yararlanma” ile “intihal” arasındaki farklar, yararlanmanın hangi noktada intihale vardığı ve bu ayrımın analizlerde nasıl temellendirileceği meselesiydi. Raporlarda tutarlılığı ve nesnelliği sağlamak üzere, intihal analizlerinde kullanılan kimi kavram ve ifadeleri netleştirmekte fayda olduğunu gördük; böylece, incelemeyi yapan kişiler değişse bile öznel yorum farklılıklarından kaçınmayı sağlayacak bir yönerge oluşabileceği fikrine vardık. Son oturumda yaptığımız somut vaka incelemesinde, detaylı bir işbölümüyle ilerleyen kolektif çalışma yönteminin hem daha verimli olduğunu hem de tutarlılık ve isabetlilik açısından büyük fayda sağladığını gördük.

Atölyenin sonunda, intihal tespit çalışması yapmanın çeviri ve redaksiyon becerilerini de geliştirdiğini fark ettik. Kaynak metinlerin ve çevirilerin her kelimesini ayrıntılı ve derinlemesine analiz etmek; çevirilerdeki farklılıkları ve benzerlikleri ya da hataları yakalamaya çalışmak; intihal veya yararlanma şüphesi varsa bunu nesnel gerekçeleriyle temellendirmek, intihal tespitinin ötesinde, aynı zamanda sıkı bir çeviri çalışmasına denk düşüyor.

Önümüzdeki dönemlerde intihal atölyelerini düzenli hale getirmeyi ve bu sorunun yayıncılık ve çevirmenlik etiği çerçevesinde titizlikle ele alınabilmesi için hem üyelerimizle hem de yayınevi emekçileriyle çalışmalar yapmayı ümit ediyoruz.

ÇEVBİR Teknik-Bilim Kurulu