TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN GİDERİLMESİ VE TOPLUMSAL CİNSİYETE DAYALI ŞİDDETİ ÖNLEME POLİTİKA BELGESİ
AMAÇ
Bu belge, sosyal medyada #MeToo hareketiyle başlayıp Türkiye’de de farklı alanlarda kendini gösteren ve Aralık 2020’de yayıncılık alanındaki toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarının ifşa edilmesiyle devam eden sürecin ürünüdür. Bu dönemde yapılan tartışmalar bize yayıncılık alanında, çevirmenlik mesleğinin icra edildiği ortamlarda veya Birlik içinde yaşanmış olabilecek toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarıyla ilgili yeterince bilgimiz olmadığını; bu olayları öğrenmemizi, bunları önleyebilmemizi, maruz bırakılanları destekleyebilmemizi ve olayları soruşturarak yaptırım uygulayabilmemizi sağlayacak mekanizmalar kurmaya ihtiyacımız olduğunu açıkça göstermiştir. Bir bireyin bir örgüt veya kurum içerisinde yaşadığı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, o örgütün üyesi, çalışanı veya gönüllüsü olsun veya olmasın, olay tekrarlansın veya tekrarlanmasın, o kişinin hayatını ciddi şekilde etkileyebilir, kişinin kendisine, örgüte ve sosyal çevresine güven duygusunu derinden sarsabilir. Oysa örgütler, kişilerin kendilerini güvende hissedecekleri yerler olmalıdır ve örgütün yöneticileri örgütle ilişkilenen bireylere bu ortamı sağlamakla yükümlüdür.
Çevirmenler Meslek Birliği (ÇEVBİR) 15 Aralık 2020’de yaptığı açıklamada bu köklü sorunun çözümüne yönelik somut adımlar atılması gereğine dikkat çekmiş ve bu doğrultuda gereken kurumsal değişiklikleri yerine getirmeyi taahhüt etmiştir. Bu belgeyi, ÇEVBİR’in üyelerine yaptığı açık çağrıya yanıt veren kadınlardan oluşan Çalışma Grubu hazırlamıştır. Hazırlık sürecinde aralarında Birleşik Metal-İş Sendikası, Boğaziçi Üniversitesi Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü (CİTÖK) ve Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği’nin (TODAP) de bulunduğu farklı kurumların temsilcileriyle çevrimiçi deneyim aktarımı görüşmeleri yapılmış, bunun yanı sıra yurtiçi ve yurtdışındaki sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve meslek örgütlerinin etik yönetmeliklerinden ve varsa tacize yönelik politika belgelerinden yararlanılmıştır. Türkiye Anayasası’nın 90. maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası olan Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ve Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi) gereklerini yerine getirme anlayışı ve ruhuyla hareket edilmiştir.
Çevbir üyelerinin görüşüne açılmasının ardından 2021’de gerçekleşen Genel Kurul’da oylamaya sunulup kabul edilen bu metin sabit değil yaşayan bir belgedir. Bu kapsamdaki başvuru ve şikayetler Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinin Giderilmesi ve Toplumsal Şiddete Dayalı Şiddeti Önleme Hakkında Komisyon Yönergesi ile tanımlanacak Komisyon tarafından Politika Belgesi’nin ilkeleri ve yaklaşımı çerçevesinde ele alınır. Politika Belgesi ve Komisyon Yönergesi uygulayıcıların deneyimleri, üyelerden gelen öneri ve eleştiriler doğrultusunda gözden geçirilip Genel Kurul onayıyla güncellenebilir.
Bu politika belgesi,
- ÇEVBİR’in toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı kurumsal politik yaklaşımını ortaya koymayı,
- Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin yaşanmadığı bir mesleki ortamın yaratılmasına katkıda bulunmayı, bu tür olayları engellemeyi,
- Toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz bırakılanların kendilerini daha net ifade etmelerini ve istenmeyen yaklaşımları durdurmak yönünde güçlenmelerini sağlamayı,
- Yaşanan toplumsal cinsiyete dayalı şiddet olaylarını takiben izlenecek, eşit ve dengeli yaklaşımla uygulanabilir, net ve güncellenebilir bir yönerge sunmayı,
- Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bildirim sürecinde ve sonrasında Birlik’in ve kişilerin sorumluluklarını belirlemeyi,
- Birlik mensupları (çalışanlar, üyeler, olası gönüllüler ve stajyerler) için güvenli alan oluşturmayı ve tarafların haklarını bilmesini sağlamayı,
- Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet davranışlarının yaşanmaması ve tekrarlanmaması için koruyucu, önleyici ve destekleyici bir araç sunmayı,
- ÇEVBİR üyelerine yönelik olarak düzenlenecek toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinden toplumsal cinsiyete dayalı şiddet eğitimlerinin ve ÇEVBİR üyelerinin çevirmen olarak faaliyet gösterdiği alanlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle ilgili farkındalık çalışmalarının çerçevesini oluşturmayı amaçlar.
KAPSAM
Bu belgede yer alan ilke ve uygulamalar tüm Birlik çalışanlarını, Birlik organlarını (Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve diğer kurulların üyeleri ve yedekleri), Birlik üyelerini, Birlik’te aktif olarak çalışabilecek gönüllüleri ve stajyerleri kapsamaktadır ve hepsi için bağlayıcı niteliktedir. Aynı şekilde Birlik ofis ve faaliyet alanları içinde ve/veya ev içi veya yakın ilişkiler dahil olmak üzere Birlik dışında gerçekleşip Birlik’in bilgisine sunulan, failin ya da maruz bırakılanın Birlik mensubu (yönetici, çalışan, üye, olası gönüllü ve stajyer) olduğu durumlarda yer ve zaman sınırlaması olmaksızın geçerlidir.
İLKELER
ÇEVBİR toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve cinsel şiddete yaklaşımında toplumsal cinsiyet eşitliği ve ayrımcılık yasağı ilkelerini benimser. 1980’de imzaya açılan ve Türkiye’de 1985’te onaylanarak yürürlüğe giren, dolayısıyla Türkiye Anayasası’nın 90. maddesi uyarınca iç hukukun bir parçası olan Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW) ve Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi) gereklerini yerine getirme anlayışı ile hareket eder. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin tarihsel olarak kurulan, kadınları ve LGBTİ+’ları ikincil konuma zorlayan eşitsiz güç ilişkilerinin bir tezahürü olduğunu, bu nedenle kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal cinsiyete dayalı şiddet biçimlerinden daha çok zarar gördüğünü kabul eder. CEDAW Komitesi, BM İnsan Hakları Komisyonu ve AİHM ile paralel olarak toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın bir türü olarak kabul edip ayrımcılık yasağı çerçevesinde ele alır. Şiddete maruz bırakılanın haklarını koruyacak önlemler alırken; cinsiyet, toplumsal cinsiyet, renk, dil, din, siyasi veya başka görüşler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa mensubiyet, sınıf, mülkiyet, doğum, cinsiyet özellikleri, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmenlik veya mültecilik statüsü veya başka statüler temelinde hiçbir ayrımcılık yapmaz.
Bu çerçevede ÇEVBİR toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakaları karşısında aşağıdaki ilkeleri benimseyeceğini taahhüt eder:
Sıfır tolerans: Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin hiçbir biçimine tolerans gösterilmez.
Beyan esastır: Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet başvurularında kadınların ve LGBTİ+’ların beyanı esas kabul edilir. Beyana dayalı olarak disiplin soruşturması geciktirilmeksizin başlatılır.
Dengeli yaklaşım: Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet şikâyetlerini inceleme sürecinde şiddet eylemi, hem niteliğine hem maruz bırakılanın olaydan etkilenme düzeyine, psikolojik ve fiziksel sağlık durumuna göre değerlendirilir. Bu değerlendirmede taraflar arasındaki güç ilişkileri (etnisite, toplumsal cinsiyet, mesleki, toplumsal ya da Birlik içindeki konum vb.) göz önünde bulundurulur.
Gizlilik: Süreç tüm aşamalarda başvuruda bulunan ve hakkında beyan verilen bireylerin özel yaşamlarının gizliliğini koruyacak şekilde yürütülür. Süreci yürüten kişiler gizliliği korumakla yükümlüdür.
Özen gösterme: Süreç boyunca, başvuran kişinin tekrar mağdur edilmesine, destek mekanizmalarını talep etme gücünü yitirmesine yol açabilecek ve tarafların insan onurunu ve güven duygusunu zedeleyebilecek her türlü davranıştan kaçınmasına ve bu tür davranışların ortaya çıkmasını önlemeye özen gösterilir.
Destekleme: Şiddete maruz bırakılanın talep etmesi halinde şiddet sonrası güçlenmesini sağlayacak psikososyal destek mekanizmaları işletilir. ÇEVBİR destek mekanizmalarını oluşturmak ve işletmek üzere gerekli durumlarda Birlik dışından bu alanda uzman sivil toplum kuruluşu veya kişilerin yönlendirmesine açık olmayı taahhüt eder.
ÇEVBİR özellikle toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakalarına yaklaşımını somutlaştırdığı bu politika belgesiyle bütün üyelerini toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin hukuksal ve tıbbi boyutlarıyla ilgili kurum içi veya dışı çeşitli eğitimlere, seminerlere katılmaya davet eder. Özellikle kadın ve LGBTİ+ üyelerini Birlik’te daha etkin görev almaya çağırır.
TANIMLAR[1]
Şiddet fiziksel olduğunda ayırdına varmak kolay olsa da başka biçimlere büründüğünde, örneğin cinsel, psikolojik ya da ekonomik şiddet söz konusu olduğunda adını koymak maruz bırakılan için her zaman kolay olmayabilir. ÇEVBİR bu politika belgesiyle şiddet kavramını fiziksel şiddetle sınırlı tutmayıp diğer şiddet türlerini de görünür ve anlaşılır hale getirerek önlemeyi amaçlamakta ve bu doğrultuda Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin (İstanbul Sözleşmesi) sunduğu perspektifi benimsemektedir. Bu çerçevede ÇEVBİR’in, bu politika belgesinde ve politika belgesine dayanarak işleteceği mekanizmalarda, bunlarla sınırlı olmamakla beraber, temel alacağı başlıca tanımlar aşağıdadır:
Toplumsal cinsiyet (İng. gender): Cinsiyetler için uygun olduğu düşünülen, toplumsal olarak oluşturulmuş roller, davranışlar, faaliyetler ve özelliklerdir. Toplumsal cinsiyet kavramı, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve cinsiyet ifadesi gibi kavramları da barındırır.
Cinsiyet özellikleri (İng. sex characteristics): Geleneksel literatürde üreme organları dikkate alınarak bir türün dişisi ile erkeğini fiziksel ve biyolojik özellikleri üzerinden tanımlayan bu ifade, hazırladığımız Politika Belgesi’nde, bedensel özellikleri norm kabul edilen dişi ya da erkek tanımlarına uymayan interseks bireyleri de kapsayacak şekilde kullanılmıştır.
Cinsiyet kimliği (İng. gender identity): Kişinin kadın, erkek veya başka bir cinsiyet içinde yer aldığını belirleyen içsel benlik algısıdır. Cinsiyet kimliği içsel bir kavramdır ve kişinin kendisine dair beyanını temel alır, doğumla gelen cinsiyetle aynı olmayabilir, kişinin bedenine ait kişisel duyusunu (serbestçe seçmesi mümkünse vücut görünümünde ve işlevlerinde tıbbi, cerrahi ve başka yollarla değişiklik de dahil) ve kılık kıyafet, konuşma, davranış, hareket ve tavır dahil diğer toplumsal cinsiyet ifadelerini de kapsar.
Cinsel yönelim (İng. sexual orientation): Kişinin karşı cins, aynı cins veya her iki cinse duyduğu derin duygusal, cinsel ve duygulanımsal çekim ve bu kişilerle girdiği mahrem ve cinsel ilişki kapasitesidir. Heteroseksüel, eşcinsel ve Bi+ ve aseksüel yönelimler şeklinde sınıflandırılabilir. Dışarıdan gözlenerek, varsayımlarla, kalıp yargı ve önyargılar üzerinden anlaşılamaz.
Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık (İng. gender-based discrimination): Ayrımcılık; politika, yasa veya muamele bakımından haksız bir ayrım nedeniyle, bir kişi ya da grubun insan haklarından ve diğer yasal haklarından, başkalarıyla eşit bir biçimde faydalanamadığı durumlarda ortaya çıkar. Ayrımcılık hukuki, politik ve/veya toplumsal araçlarla uygulanabilir. Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ise bir kişi ya da bir gruba cinsiyet özellikleri, cinsiyet kimliği ya da cinsel yönelimi nedeniyle aynı ya da benzer konumda olduğu diğer kişi/gruplara göre keyfi olarak haksız ve eşitsiz davranmak, onları mağdur etmektir.
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet (İng. gender-based violence): Bir kişi veya gruba, toplumsal cinsiyeti, cinsiyet özellikleri, cinsel yönelimi ve/veya cinsiyet kimliği nedeniyle verilen her tür zarardır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet bir güç dengesizliğine dayanır ve bir kişi veya grubu küçük düşürme ve kendilerini aşağı ve/veya bağımlı hissetmelerini sağlama niyetiyle yapılır. Bu şiddet türü toplumsal ve kültürel yapılara, toplumu yöneten normlara ve değerlere kök salmıştır ve çoğunlukla bir inkâr ve sessizlik kültürü içinde sürekli kılınır. Hem özel hem de kamusal alanlarda gerçekleşebilen bu şiddet, maruz bırakılanı orantısız biçimde etkiler. Cinsel, fiziksel, sözel, psikolojik (duygusal) veya sosyo-ekonomik olabilir ve birçok biçimde (cinsiyetçi küfür etmek, internette nefret söylemi yaymak, cinsel saldırıda bulunmak, öldürmek vb.) ortaya çıkabilir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet kişilere eş/partner, aile bireyi, çalışma arkadaşı gibi en yakınlarındaki insanlar tarafından uygulanabildiği gibi; hiç tanımadıkları veya bir kültür, din, devlet veya devletlerarası kurum adına hareket eden kişiler tarafından da uygulanabilir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, her şiddet biçimi gibi, güç ilişkileri barındıran bir meseledir; bir üstünlük hissine ve bu üstünlüğü ailede, okulda, işte, toplulukta veya toplumun genelinde ileri sürme niyetine dayanır.
Onay: Kişinin karşılaştığı belirli bir cinsel davranışı istediğini özgür iradesiyle, sözlü veya bedensel ifade yoluyla net ve açık olarak belirtmesidir. Cinsel davranışın başladığı an kişiden kişiye farklılık gösterir. Onay, sınır ihlallerinin önüne geçmek için pratik bir uygulamadır. Bir cinsel davranışa onay vermek o davranışın her zaman kabul edileceği anlamına gelmez. Onay geri çekilebilir. Bir cinsel davranışa başlamak için onay vermek, onu sürdürmek için de onayın olduğu anlamına gelmez. Bir cinsel davranış karşısında sessiz kalmak onay göstergesi değildir. Sürekli cinsel talebin ya da tehdidin olduğu; baskı içeren koşullarda ya da kişinin karar verebilecek durumda olamayacağı durumlarda onaydan bahsedilemez. Cinsiyet özellikleri, cinsel yönelimi, cinsiyet ifadesi ne olursa olsun, onay kavramı herkes içindir.
Cinsel şiddet: Onay almaksızın, onay inşa ederek veya onay almanın söz konusu olamayacağı durumlarda kişinin/kişilerin uyguladığı, cinselliğe yönelik teşebbüs ve tehdit içeren her türlü eylem, davranış ve müdahaledir. Cinselliğin araç olarak kullanıldığı ya da kişinin cinsiyetini, cinsel kimliğini, cinsel yönelimini, toplumsal cinsiyetini veya toplumsal cinsiyet ifadesini hedef alan, onayın var olmadığı, istenmeyen, gerçekleşmiş, teşebbüs edilmiş veya tehdit boyutunda kalmış eylem ya da davranışlardır. Gözdağı, şantaj, tehdit, kişinin bedensel ve/veya cinsel bütünlüğüne yönelik müdahaleleri de kapsar.
Cinsel şiddet, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin fiziksel, ekonomik, psikolojik ve dijital biçimleriyle sıklıkla bir arada görülür ve iç içe geçer. Bunlarla sınırlı olmamakla birlikte, biçimleri arasında aşağıda ayrıntılarıyla tanımlanacak cinsel taciz, ısrarlı takip, misilleme, ödüllendirme vaadi, cinsel saldırı sayılabilir. Tüm cinsel şiddet biçimleri maruz bırakılanın başvurusu üzerine Birlik tarafından acil tedbirlerin ve destekleyici mekanizmaların devreye sokulmasını gerektirir.
- Cinsel Taciz: Taciz, kişinin sahip olduğu özelliklere (din, dil, etnik köken, cinsiyet, ırk, yaş, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği vb.) yönelik küçük düşürücü, aşağılama, saldırı ve/veya hakaret içeren her türlü sözlü, fiziksel ve görsel davranışlardır. Tacizi belirleyen unsur niyet değil, maruz bırakılanın üstünde bıraktığı etkidir. Tacizin tek sorumlusu bu davranışları uygulayandır. Cinsel taciz ise kişinin onayı olmaksızın gerçekleştirilen, fiziksel temas içermeyen rahatsız edici cinsel eylem, söz ve davranışlardır. Söz konusu davranışlar kişinin bulunduğu ortamdaki varoluşunu zora sokar veya engeller. Bunlar doğrudan olabileceği gibi, örtülü biçimde de görülebilir. Olayın gerçekleştiği ortama ve bağlama göre, ısrarla tekrarlanan eylemler ya da tek bir eylem cinsel taciz olarak değerlendirilebilir. Ancak taciz eyleminin sürekliliği, tehdit, şantaj ya da hakaret içermesi, kişinin hareketlerini kontrol etmeye yönelik olması tacizin niteliğini ağırlaştırır. Mesleki ortamlarda cinsiyet özellikleri, cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliğine yönelik ve/veya cinsel nitelikli mobbing olayları da bu kapsamdadır. Kişiler arasında onaya dayalı olarak kurulan duygusal veya cinsel ilişkiler, cinsel taciz niteliğinde değerlendirilebilecek fiilleri meşru kılmaz. Bu tür ilişkiler içerisinde de kişinin onayı dışında gerçekleşen ve fiziksel temas içermeyen her türlü cinsel nitelikli söz, tavır ve diğer davranış biçimleri cinsel taciz kapsamındadır.
- Toplumsal cinsiyete dayalı dijital şiddet (İng. gender-based digital violence): Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıktan kaynaklanan ve teknoloji yoluyla gerçekleşen taciz biçimleridir. Toplumsal cinsiyete dayalı bir şiddet biçimi olması bakımından dijital zorbalıktan ayrışır. İstenmeyen cinsel ifadeler, onay olmaksızın cinsel görüntü gönderimi, tehdit, kişisel bilgilere izinsiz erişilmesi ve bunların yayınlanması, dijital ısrarlı takip, cinsiyete dayalı ayrımcı şakaları ve gönderileri vd. yöntemleri kapsar.
- Israrlı Takip (İng. stalking): Dijital ortamlar da dahil olmak üzere herhangi bir iletişim aracı kullanarak veya kullanmaksızın fiili, sözlü, yazılı olarak kişinin güvenliğinden endişe etmesine neden olacak şekilde kişide fiziki veya psikolojik açıdan korku ve/veya çaresizlik duygusu yaratan ve kişiyi baskı altında tutan her türlü cinsel tutum ve davranıştır. Örneğin, kişinin onayı dışında evinin, işyerinin önünde beklemek, dışarda uzaktan ya da yakından izlemek, kişisel bilgilerini ve gündelik hayatını öğrenmek amacıyla soruşturma yapmak ve bu bilgileri taciz amaçlı kullanmaktır.
- Ödüllendirme vaadi: Kişiye, cinsel ve/veya duygusal içerikli bir davranış ya da teklifi kabul etmesini sağlamak amacıyla ödül, terfi ve benzeri kazançların açıkça ya da ima yoluyla vaat edilmesidir.
- Misilleme: Cinsel veya duygusal bir girişim ya da teklifin reddedilmesi ve/veya kişinin bunu taciz olarak adlandırarak şikâyet etmesi durumunda, açık ya da örtük biçimde meslek hayatının intikam amacıyla zorlaştırılmasıdır.
- Cinsel Saldırı: Bir kimsenin beden dokunulmazlığının, kişinin onayına dayanmayan cinsel davranışlarla ihlal edilmesidir. Kişiler arasında onaya dayalı olarak kurulan duygusal veya cinsel ilişkiler, cinsel saldırı niteliğindeki fiilleri meşru kılmaz. Bu tür ilişkiler içerisinde de kişinin onayı dışında gerçekleşen cinsel davranışlarla beden dokunulmazlığının ihlal edilmesi cinsel saldırı kapsamında değerlendirilir. Cinsel saldırı tek ve ani bir hareketle de gerçekleşebilir. Örneğin, onay almaksızın makas almak, öpmek, ya da bir toplu taşıma aracında cinsel amaçlı fiziksel temasta bulunmak. Cinsel saldırı süreklilik de arz edebilir, ilişki ya da evlilik içinde de gerçekleşebilir. Örneğin, ilişki sırasında onay almaksızın prezervatif çıkarmak, onay almaksızın partnerin üzerinde seks oyuncağı ya da diğer nesneleri kullanmak.
Hane içi şiddet (İng. domestic violence): Aile içinde veya hanede veya maruz bırakılan kişi faille aynı haneyi paylaşsa da paylaşmasa da eski veya şimdiki eşler veya partnerler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemini ifade eder.
Flört şiddeti (İng. dating violence): Duygusal, romantik ve/veya cinsel bir beraberlik içerisinde ya da beraberlik bittikten sonra partnerlerden birinin diğeri –ya da birbiri- üzerinde güç ve kontrol kazanmaya çalıştığı, zarar verici davranış biçimleri. Partner şiddeti ve güvensiz davranışlar, ciddi ya da sıradan kısa ya da uzun süreli heteroseksüel biseksüel ya da eşcinsel tekeşli ya da çok eşli kişilerin farklı şekillerde tanımladığı ya da yaşadığı herhangi bir ilişki biçiminde gözlemlenebilir. Zarar verici davranışlar; partneri kontrol etmek için sözel, duygusal, sanal, fiziksel ya da cinsel şiddetin uygulandığı ya da tehdit olarak kullanıldığı pek çok farklı biçimde gerçekleşebilir.
Damga/Damgalama (İng. stigma/stigmatization) : Damga; toplumun bir kişi veya gruba karşı olumsuz yargılar beslemesi ve itibarını sarsmasına gerekçe gösterilen fiziksel engel, zekâ geriliği, sabıka, ruh hastalığından dolayı tedavi görmüş olma, farklı bir ırka, dine, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine sahip olma vb. fiziksel veya davranışsal özelliklerdir. Damgalama; bu özellikler üzerinden üretilen olumsuz yargıların eyleme geçirilmesi; ayrımcılık, tecrit edilme, öz-değerin ve öz-saygının yara alması gibi çeşitli ekonomik, sosyal ve ruhsal sonuçların ortaya çıkmasıdır.
Mağdur suçlayıcılık (İng. victim blaming): Genel anlamıyla mağdur suçlayıcılık, yaşanılan herhangi bir mağduriyette çeşitli gerekçelerle kusur veya kabahati o mağduriyeti yaşayan kişiye yükleyerek faili aklayan yaklaşımdır. Cinsel şiddet bağlamında ise, şiddete maruz bırakılan kişide kusur ya da kabahat bulmaya çalışma, şiddetin kendisinin o kusur üzerinden ortaya çıktığı ve kişinin maruz bırakıldığı şiddeti hak ettiği mesajını örtük veya açık bir şekilde vermek, bu doğrultuda ahlaki-toplumsal gerekçeler öne sürmek de mağdur suçlayıcılık kapsamına girer. Mağdur suçlayıcılık, kişilerin maruz bırakıldıkları şiddet karşısında çoğu kez şikâyet mekanizmalarına başvurmamalarının en önemli sebeplerinden biridir. Bu tutum, cinsel şiddet olayının sürekli maruz bırakılan kişi üzerinden konuşulmasına, failin ve failliğin görünmezleşmesine neden olur. Cinsel şiddet üzerine konuşan, yazan, yorum yapan herkesin, kendisinin ve diğerlerinin yaklaşımında mağdur suçlayıcı öğeler bulunup bulunmadığını sorgulaması ve bu konuda farkındalık geliştirmesi cinsel şiddetle mücadele açısından önemlidir.
Destek sistemi: Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sonrası iletişim kurulabilecek, destek istenebilecek kişilerden oluşan iletişim ağıdır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet sonrası güçlenme ve iyileşme yolunda önemli adımlardan biri destek almaktır. Kişinin destek sistemini oluşturanlar arasında uzman ya da profesyonellerin yanı sıra veya bunlar yerine, güvenilen arkadaşlar, aile üyeleri, halihazırdaki bireysel psikolog veya psikiyatr, aynı inancı veya yaklaşımı paylaşan kişiler de olabilir. Kişisel destek sisteminin yanı sıra, birbiriyle koordineli çalışan sivil ve kamu kurumlarından oluşan “kurumsal destek sistemleri” oluşturmak ve sürdürmek de şiddete maruz bırakılanı desteklemek açısından önemli bir adımdır.
Bu Politika Belgesi kapsamında gerçekleştirilecek faaliyetlerde ve ele alınacak vakalarda dikkate alınacak tanımlar yukarıdakilerle sınırlı değildir. Gerekli hallerde Belgede atıfta bulunulan kaynaklardan yararlanılacaktır.
Bu Politika Belgesi, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti önleme amacıyla ÇEVBİR’in benimsediği yaklaşımı ve ilkeleri somutlaştırmaktadır. Bu doğrultuda işletilecek mekanizma Komisyon Yönergesi ile tanımlanmıştır. Komisyon Yönergesi bu Politika Belgesi’nin ayrılmaz bir parçasıdır.
[1] Yararlanılan kaynaklar: Ankara Üniversitesi Cinsel Tacize ve Cinsel Saldırıya Karşı Politika Belgesi, Avrupa Konseyi “Cinsiyet Kimliği, Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddet ve İnsan Hakları” başlıklı raporu, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği Kavramlar Sözlüğü, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Cinsel Şiddeti Önleme Politika Belgesi, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW), Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi), Yogyakarta İlkeleri, Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyete Dayalı Taciz, Cinsel Taciz ve Cinsel Saldırıyı Önlemeye Yönelik Politika Belgesi, Kaos GL Derneği Çeviri Sözlüğü, Kaos GL Sözlük, Lambda İstanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği Cinsel Şiddetle Mücadele Politika Belgesi.