TUNCAY BİRKAN

Bir önceki yazıda üç farklı şekilde çevrilebileceğine dikkat çektiğim “or” için, bazı bağlamlarda (bir çevirmen amentüsü olsa, içinde en sık geçen kelime bağlam olurdu herhalde) üç farklı Türkçe karşılık daha kullanılabileceğine dikkat çekmek istiyorum bu yazıda da. “Şu yazıyı en baştan or’un altı hali diye yazsaydın da bizi uğraştırmasaydın” diyecekler haklıdır, özrüm sadece bu kullanımların o sırada aklıma gelmemiş olduğundan ibaret.  Uzatmadan, hemen konuya geçelim.

Şimdi sadece çevirilerde değil doğrudan Türkçe yazılmış metinlerde de yaygınlaşmaya başlayan bir garabet var. Özellikle başlık ve arabaşlıklarda iki unsur “or”la yazıldı mı, bunu ille de “ya da” ve türevleriyle çevirmeye çalışmak Türkçenin yaygın kullanımlardan birinin unutulmasına yol açıyor. Nasıl “right or wrong?”u “doğru ya da yanlış?” diye çeviremiyor, çevirdiğimiz anda acayipliğin farkına varıp hemen “doğru mu yanlış mı” diye düzeltiyorsak, özellikle teorik metinlerde çok sık geçen “[Is this] just an illusion or a reality?” türü deyimleri de mutlaka “yanılsama mı gerçek mi” diye çevirmek gerekiyor.  Mesela Birikim dergisinin yıllar önce çıkan sayılarından birinin başlığı “Yerlilik: Gerçek ya da Maske?”ydi, “Gerçek mi Maske mi?” demek gerektiği gözden kaçırılmıştı.

Kimi durumlarda da “ya o ya bu” seçeneğini devreye sokmak gerekiyor yine. Daha çok edebi metinlerde, bu kullanımın unutulması komik çevirilere yol açabiliyor. En basit örnek: “Your life or your money!”yi  “Paran ya da hayatın” diye çevirme başarısını gösterenler bile çıkabiliyor, kırk yıllık “ya paranı ya canını!” dururken.

Bundan sonra aklıma başka bir karşılık daha gelir mi, yahut bir hatırlatan çıkar mı bilemem, ama sanırım sonuncu olası karşılık da “daha doğrusu”. Evet, bazen düpedüz daha doğrusu diye çevirmek gerekebiliyor “or”u. Bildiğiniz gibi, özellikle düşünce metinlerinde pek sık geçen “or more precisely”yi böyle çevirmek gerekiyor. Ama birçok yerde, özellikle de edebiyat metinlerinde eksiltmeye gidilerek sadece “or” diye kullanıldığı oluyor bu tabirin. Daha yenilerde üzerinde çalıştığım bir metinde nefis bir örnek vardı, hemen vereyim: “The church is still there, or it was last time I visited!  “Kilise hâlâ duruyor, daha doğrusu son gittiğimde duruyordu.” Burada Türkçe beğenisi olan kimse “ya da …duruyordu” demez zaten. Ama bağlam her zaman bu kadar bariz olmuyor, kimi zaman özel bir dikkat göstermekte fayda var.